Honda araçlarda gördüğünüz iki özel motor teknolojisi, “Honda Felsefesi”ne sadakatin ve saygının en önemli göstergesidir. VTEC ve i-MMD teknolojileri ile kullanıcılara hem uygun fiyatlı hem de yüksek verimlilikli motorlar sunuluyor.
Türkçesi Değişken Zamanlı Supap Zamanlaması ve Açılma Kontrolü olan Variable Valve Timing and Lift Electronic Control System ya da kısaltması ile VTEC, elektronik olarak supapları kontrol ediyor. Elektronik sistem, kullanıcının sürüş stiline uygun olarak supapların açılma miktarını ve zamanlamasını değiştiriyor. Böylece hem istenen yakıt tasarrufu hem de yüksek performans yakalanabiliyor.
4 zamanlı olarak tabir edilen motorlar, temel olarak 4 işlemi gerçekleştirip aracın hareket etmesini sağlıyor. Bunlar sırası ile emme, sıkıştırma, yanma ve egzoz zamanlarıdır. Süreç şöyle ilerliyor:
Yakıt ve hava karışımı pistonun içerisine doluyor, piston hareket edip yakıt ve hava karışımını sıkıştırıyor, sıkışan yakıt ve hava karışımı istenilen basınca ulaştığı zaman yakılıp hareket enerjisi sağlanıyor ve son olarak atık gazlar, egzoz vasıtasıyla dışarı çıkarılıyor.
VTEC’de de benzer bir durum söz konusu. Ancak klasik motorlarda emme ve egzoz zamanlarında supaplar, sabit miktarlarda açılacak ve kapanacak şekilde tasarlanıyordu. VTEC ile beraber emme supapları, sürüş şekline göre açılmaya başladı. Ayrıca zamanlama da sürüş koşullarına göre ayarlanıyor.
1999 yılında Avrupa’ya ilk hibrit otomobili getiren marka olan Honda, 2007 yılında da Honda Civic’in hibrit versiyonunu Türkiye’ye getirdi. Uzun yıllardır devam eden araştırma ve geliştirme çalışmalarının sonunda ise i-MMD teknolojisi ortaya çıktı.
Türkiye’de ilk olarak Honda CR-V ile görücüye çıkan ve kullanıcıların deneyimine sunulan i-MMD teknolojisi, elektrik motoru ile benzinli motorun beraber kullanılmasına dayanan hibrit bir ünite. Honda’nın, tüm teknolojilerinde olduğu gibi en iyiyi hedefleyerek geliştirdiği i-MMD teknolojisinde diğer hibrit motorlardan farklı olarak elektrik motoru ön plana çıkıyor ve bu motorun çok daha fazla kullanılması sağlanıyor.
i-MMD teknolojisine sahip olan araçların içerisinde, diğer hibrit otomobillerde de görebileceğiniz gibi elektrikli ve benzinli motorlar yer alıyor. Araçlar i-MMD ile düşük süratlerde mümkün olduğu kadar elektrikli motoru kullanıyor. Yüksek süratlerde ise benzinli motor devreye giriyor ve elektrikli enerjisi, benzinli motoru desteklemeye gayret gösteriyor.
Benzinli motor, yakıt ihtiyacı için akaryakıt istasyonlarına ihtiyaç duyuyor. Elektrikli motor ise bataryadan güç alıyor. Ancak bu bataryanın herhangi bir şekilde dışarıdan şarj edilmesine gerek kalmıyor. Çünkü tekerlekler hareket ettikçe ya da araç fren yaptıkça ortaya çıkan enerji, bataryayı şarj ediyor.
i-MMD, boşaldığı her an şarj edilebilen bataryası ve yüksek verimlilikli benzinli motoru ile hem yakıt tasarrufunu hem de yüksek performansı garanti ediyor.